Benim gibi filmleri sinemada izlemeyi sevenlerdenseniz ve bir aksiyon severseniz, yakın zamanda vizyona giren Fast & Furious Presents: Hobbs & Shaw filmini gözden kaçırmış olmanıza imkan yok. Film, serinin devam filmi değil; bir spin-off filmi. Bu yüzden önceki (sanırım) 10 filmi kaçıranların göremeyecekleri bir detay yok, filmden iki karakterin bağımsız bir hikayesini konu alıyor film, Luke Hobbs ve Deckard Shaw.
Seriye aşina olanların hatırlayacağı gibi başrollerde Hobbs rolünde Dwayne Johnson, Shaw rolünde ise Jason Statham bulunuyor. Hollywood aksiyon filmlerinin olmazsa olmazı güzel ve alımlı kadın rolünde (Hattie) Vanessa Kirby var. Her filmin olmazsa olmazı ise, bu filmde Brixton rolü ile Idris Elba, amacı da dünyayı ele geçirmek, pardon insanlığın genetik yapısını değiştirecek biyolojik silahını kullanmasını engellemek (bence de aralarında bir fark yok). Önceki filmlerde kötü adam olarak izlediğimiz Shaw ve Hobbs da bu filmde bol bol kaslarını göstererek tahmin edebileceğiniz gibi herkesi yaratıcı yollarla dövüyorlar, bir de çok hızlı araba sürüyorlar.
Modifiye edilmiş arabalar, sokak yarışlar ve aksiyon üçlüsü üzerine kurulmuş olan fast and furious serisi, geçen yıllara rağmen bu temele bağlı kalmayı başardı. Ya da en azından ekmeğini yemeye devam etti denebilir çünkü serinin hasılatlarının milyarlarca dolar seviyelerinde olduğu malum. Bana sorarsanız seri imkansız ve saçma aksiyonlara bulaştığından beri samimiyetini kaybetti ve sadece görsel şölen olabilmesi ile ilgimi çekmeye devam ediyor. bakalım bu sefer ne yapmışlar diye izliyorum ama senaryodan falan kopalı çok oldu yani.